LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

103 100 YIL SONRA LOZAN ANTLAŞMASI VE AZINLIKLARA BAKIŞ lıklar konusunda başta İngilizler olmak üzere diğer devletlerin gösterdiği sert ve ısrarcı tavrı anlatmaya çalışmaktaydı. Azınlık tanımlarının özel olarak ele alındığı, tartışıldığı Azınlıklar Alt Komisyonu 14 Aralık 1922 Perşembe günü Uşi (Ouchy) şatosunda saat 11.00’de çalışmalarına başladı. Sekreterliğini Fransız Lagande’ın yaptığı ve başkanlığına İtalya temsilcisi Montagna’nın oy birliği ile seçildiği; Türkiye adına da Dr. Rıza Nur Bey, Mustafa Şeref Bey, Şükrü Beyin görüşmeleri yürüttüğü Azınlıklar Alt Komisyonunda’2, İkinci oturumdan (15 Aralık 1922) başlamak üzere, sonuna kadar azınlık tanımı ve kapsamı üzerinde çok şiddetli tartışmalar cereyan etmiştir. Milliyetçilik anlayışının Osmanlı pratiğinde getirdiği temel sorunlar yüzünden yeni kurulan devletin bu konuda taviz vermez bir tutum içine girdiği, Sevr ile mukayese edildiğinde en kesin zaferin bu konuda alınmış olduğu ifade edilebilir. Lozan görüşmelerinin azınlık kavramına ilişkin tartışmalar konusunda 17 adet tutanak vardır. 14 Aralıkta başlayan oturumlar 11 Ocak 1923 tarihinde yapılan 17.toplantı ile sonuçlanmış olacaktır. Genel olarak karşı tarafın sadece “azınlıklar” kavramını antlaşmaya sokmaya çalışmasına rağmen Türk temsilcileri, “Gayrimüslim (Müslüman olmayan) azınlıklar” kavramında ısrar etmiştir. Çok basit bir olay gibi görünen ve hatta İngiliz heyetinden Sir Andrew Ryan tarafından “ayrıntıya ilişkin”3 birçok konuda Türk heyetinin izlediği tavrı farklı değerlendirmiştir. Ona göre “Türklerin gücü şundaydı ki, onların sorumlu liderleri, ne yaptıklarını iyi biliyorlar ve hayati saydıkları her nokta için gerekirse savaşa atılmayı göze almış bulunuyorlardı”.4 Aslında konferans süreci her iki tarafın politikaları ve beklentileri bakımından büyük önem taşıyordu. Türkiye için önemi, yeni kurulan “milli devlet” Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliği ve milli birlik ve ülke bütünlüğü; olarak önem taşıyordu. İngiltere ise doğrudan Ortadoğu’daki çıkarlarını petrol olarak algılamakta ve irdelemekteydi. Bu doğrultuda İngiltere, özellikle Musul Kasım 1922), B. Şimşir, Lozan Telgrafları I. (1922-1923), Ankara 1990, s. 123-124. 2 S. L. Meray, Lozan Barış Konferansı Tutanaklar Belgeler, Takım I., C: 1, Kitap: 2, Ankara 1970, s. 150. 3 Ömer Kürkçüoğlu, Türk İngiliz ilişkileri (1919-1926), Ankara 1978, s. 263. 4 Kürkçüoğlu, a.g.e., s. 263.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1