LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

139 LOZAN ANTLAŞMASI BAĞLAMINDA TÜRK DIŞ POLİTİKASI VE GÜVENLİK POLİTİKASI Türkiye’nin modern anlamda bir milli devlet olarak uluslararası alanda meşruiyet kazanması Lozan Konferansı ile gerçekleşmiştir. Osmanlının son döneminde devleti parçalanmaktan ve hatta yok olmaktan kurtarmaya çaba gösteren siyasi-bürokratik-askerî elitin, Osmanlının parçalanması ve Anadolu’ya sıkışması ile sonuçlanan I. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma çabası içine girmeleri, Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında özellikle de dış politikada önemli sürekliliklerin sağlanmasında etkili olmuştur. Osmanlının varisi kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Lozan ile birlikte yeni bir kabul görmüş ve Osmanlı ile hukuki bağlarının bir kısmını koparmış olsa da olumlu ve olumsuz yönleri ile Osmanlı mirası, özellikle dış politikada kendini sürekli olarak hissettirmiştir.7 Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesi, ağır şartlar içeren Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalaması ve geride kalan Doğu Trakya’nın ve Anadolu’nun işgallere uğraması yeni bir mücadelenin başlangıcını oluşturdu. Milli Mücadele hareketinin amaçları ve ilkeleri önce Erzurum’da, sonra da Sivas’ta toplanan kongrelerde tespit edilmiştir. Milli mücadele ve bağımsızlık hareketinin temel amacı; mandacılık ve himaye anlayışlarından uzak “tam bağımsızlık” olarak belirlendi. Milli Mücadele’nin hemen başında bu amaç Atatürk tarafından şu şekilde ifade edildi. “… Efendiler bu vaziyet karşısında tek bir karar vardı. O da hâkimiyet-i milliyeye müstenid, bilâ kaydüşart müstakil yeni bir Türk devleti tesis etmek. … Binaenaleyh ya istiklal ya ölüm” . İstanbul’un 16 Mart 1920’de işgal edilmesiyle birlikte Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nde kabul edilen Misak-ı Milli, Türk sınırlarını çizmekteydi. Misak-ı Millî’de tespit edilen ilkeler yalnız Milli Mücadele yıllarında değil, ondan sonraki devrede de Türk dış politikasının temelini teşkil etmiştir.8 Kurtuluş Savaşı sırasında batıda Yunanlılar, güneyde Fransız ve doğuda Ermenilerle savaşılırken ABD ve Rusya ile dostluk kurulmaya çalışılmıştır. Rusya’dan silah ve para yardımı sağlamak için dostça ilişki kurulmuştur. Batılı devletlerle de barıştan kaçan taraf olmadığımızı göstermek için antlaşmalar yapılmıştır. (Ankara, Kars Ant. vb.) 7 Mehmet Murat Erdoğan, Türk Dış Politikası, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi, 2012, s. 12-18. 8 Toktamış Ateş, Türk Devrim Tarihi, İstanbul: İstanbul 2000, s. 108.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1