LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

18 TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN VE LOZAN’IN 100. YILINA ARMAĞAN tavrıyla hak verir durumda bulunurdu. Ben mücadeleyi başlıca, Harrington ile yapıyordum. Hem müttefikler adına müzakereyi idare eden o idi. Ayrıca aldığı talimat ve devletinin durumu itibariyle de bize en uzak olan Harrington idi. Fakat Harrington’un kurmay heyeti de, fırsat buldukça bana, her olanakla barış yapmak düşüncesinde olduklarını, ciddi olarak barış yapmaktan başka bir şey düşünmediklerini söylerlerdi. Ve beni inandırmaya çalışırlardı. Çünkü biz, İngilizlerin hiçbir sözüne, hiçbir davranışlarına inanmayan bir ruh durumu içinde bulunuyorduk. Mudanya Mütarekesi’ne de bu psikoloji ile girdik, Konferans bu psikolojiyle bitti” diyor. Tartışmalar başladığında Türkiye ile İngiltere arasındaki sorunlarda, İngiliz Hükümeti ile kendi Genelkurmayı arasında da anlaşmazlık olduğu da hissedilmiştir. İsmet İnönü ise bu durumu “Ben o zaman böyle bir şeyden haberdar değildim ve müzakerelerimizden böyle bir izlenim almadım. Harrington’un Kurmay Başkanı birkaç kez, bütün samimiyetini takınarak, barış yapmak istiyoruz, inan bize, demiştir. Ben de kendisine görelim, diyordum. Albay Heywood ile ilişkim çok daha iyi idi. Tercümanlık yaptığı için benimle o konuşuyordu. Bütün bu güvence verişine karşılık, müzakereyi yönetiş tarzlarında hep hükümetlerinin politikasına tercüman olarak sadakatle onu takip ediyorlar, bu politikaya uygun sonuç almaya çalışıyorlardı. Bunu açıkça görüyordum. Sonraki izlenimim, Lloyd George’un hep Yunan davasını tuttuğu, onları Anadolu’da bir imparatorluğa kavuşturmak için uğraştığını gösteriyordu. İstanbul’daki askerlerinin bu politikaya aykırı bir yolda olduklarına inanamıyorum ”cümleleri ile analiz etmiş bulunmaktadır.10 İsmet İnönü gerginliklere rağmen Türk heyetinin burada bulunma sebeplerini ve Konferansın olumlu sonuçlanmaması durumunda kararımızın ne olduğunu ise şu şekilde özetlemektedir: “Mudanya’ya, askeri ve siyasi faaliyetimizin hedefi olarak, bu görüşle gittim. Ama çok kararlıyız. Daha önce de söylediğim gibi, 15 senedir savaşıyoruz. Halk yorgun, asker yorgun. Çok sınırlı olan olanaklarımızın hepsini toplayarak büyük bir taarruz yapmışız. Başkumandan Meydan Muharebesi olmuş. Ondan sonra şiddetli bir takip. Bütün bunların üs10 İsmet İnönü a.g.e, s.29-30.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1