LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

80 TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN VE LOZAN’IN 100. YILINA ARMAĞAN Barış Antlaşması, 21 Ağustos’ta TBMM’ne sunuldu ve mecliste cereyan eden müzakerelerden sonra 23 Ağustos 1923’te onaylandı. Diğer ilgili devletlerin antlaşmayı meclislerinde onaylamaları ve yürürlüğe girmesi yaklaşık bir sene sürdü.71 Lozan Konferansının ilk döneminde Türk Delegasyonu başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri’nin olumsuz tavırlarıyla karşılaşmıştır. Türk Delegasyonu’nun da Misak-ı Millî’den taviz vermeyen tutumu dolayısıyla, iki tarafın ortak bir noktada buluşma şansı kalmamış ve İngiliz temsilci Lord Curzon’un verdiği barış taslağının İsmet Paşa tarafından reddedilmesiyle 4 Şubat 1923’te görüşmeler askıya alınmıştır. İsmet Paşa’nın Lozan’dan ayrılıp Türkiye’ye gelmesinden sonra mecliste uzun müzakereler yapıldı. Neticede bir nota ile İtilaf Devletleri’ne Türk Karşı Barış Projesi sunuldu ve karşılıklı temastan sonra görüşmelerin 23 Nisan’dan itibaren Lozan’da devam etmesine karar verildi. Türk Delegasyonu aynı isimlerle ikinci dönem görüşmeleri için Lozan’a giderken İtilaf Devletlerinin temsilcileri değişmiştir. Birinci dönem görüşmelerde İngiltere isteklerini büyük ölçüde elde ettiği için daha az sorun çıkarması beklenmiştir. Tekrar başlayan oturumlarda daha ziyade Fransa ve İtalya ile malî, iktisadî meselelerde karşı karşıya kalınmıştır. Yunanistan ile tamirat, tazminat konularında tartışmalar yaşanmıştır. Bununla beraber her iki taraf yeni bir başarısızlık istememiştir. Hem Türkiye hem de İtilaf Devletleri görüşmelerin bir kez daha kesintiye uğraması halinde ciddi bir savaş tehlikesi oluşacağının farkındaydı ve barışa ulaşmak için daha uzlaşmacı bir tutum takınıldı. Türk Delegasyonu da ilk dönemdeki gibi tavizsiz bir Misak-ı Millî politikası uygulamadı. İsmet Paşa, mutlaka antlaşmayı imzalayarak dönmek ve ülkeyi barışa ulaştırmak istemiştir. Türk Delegasyonu, birinci dönemde meclisteki muhalif ikinci grubun baskısını hissederken, ikinci dönemde hükümet ile zaman zaman fikir ayrılıkları yaşamış, bu süreç Mustafa Kemal Paşa’nın uzlaştırıcı tavrıyla dengelenebilmiştir. 71 İ. İnönü, a.g.e., s. 153-154.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1