LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

102 TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN VE LOZAN’IN 100. YILINA ARMAĞAN rağmen, daha çok büyük güçlerin, savaşın galiplerinin oluşturduğu bir evrensel sistemi kurmaya dönük çabaları, bünyesinde azınlık barındıran devletlerden hesap sorabilme yetkisi Revizyonist ülkelerin temel huzursuzluklarını oluşturmuştur. Sonuç olarak anlaşmayla bağlı devletler, dayatılan azınlıklar sistemine pek sıcak bakmadıkları gibi, tek yanlı bu uygulamaya başlangıcından itibaren oldukça temkinli yaklaştılar. Antlaşma koşullarına bağlılıkları ve kural ihlalleri konusundaki Cemiyetin sorgulamalarında gönülsüz ve işbirliğinden uzak davrandılar. Bu ortam ise beklenenin tersine siyasal planda milliyetçiliğin yükselmesini getirmiştir. Yükselen milliyetçilik, azınlıklara tanınan haklara uyulmasını önlediği gibi, “self-determinasyon” ilkesinin uygulanmadığı azınlıkların ait oldukları çoğunluğa katılma girişimlerini de güçlendirmekteydi. Böylece barışın daha sonra dayandırılmak istenen ikinci ilkesi, “ortak güvenlik” de sağlanamayacaktır. Nihayet bu yetersizlikler sonrasında Lozan Barış Antlaşmasının da dahil olduğu, Milletler Cemiyeti azınlıklar sistemi 13 Eylül 1934’te Polonya’nın anlaşma yükümlülüklerini tanımadığını ilan etmesi ile tamamen çökmüş sayılacaktır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise bireysel haklara dayalı, insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde azınlıklar sistemi, Birleşmiş Milletler sistemi adı altında tartışılmaya başlanacaktır. Lozan Konferansına ilişkin azınlık görüşmelerinde de yürütülen tartışmaların Milletler Cemiyeti dönemi anlayışı olduğu dikkate alınmalı bu dönem salt kendi içinde incelenerek değerlendirilmelidir. Lozan Konferansı döneminde azınlık tartışmalarında özellikle Türk tarafının tanıma getirdiği, sadece gayrimüslimlerin azınlık kabul edilmesi yoğun tartışmalara konu olmuştur. Lozan Konferansında azınlıklar sorunu, Birinci Komisyonun beş ve azınlıklar alt komisyonunun on altı toplantısında görüşülmüş ve hararetli tartışmalara neden olmuştur. Öyle ki, İsmet Paşa daha konferansın başında Ankara’ya gönderdiği raporlarda “ekalliyetler ve özellikle Hıristiyanların konumu gibi meselelerde bilhassa Amerikalıların iştiraki ile şiddetli zorluklarla karşılaşacağımızı tahmin ediyorum”1 diyerek, azın1 Dışişleri Bakanlığı Arşivi, Lozan Konferansı, No: 21, Belge No: 18, 19, 20, 21 23 Teşrin-i Sani 1338 (23

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1