132 TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN VE LOZAN’IN 100. YILINA ARMAĞAN idi. Zira Türkiye Sovyetlerden tehdit aldıkça batıya yakınlaşması da o derece kolay olacaktı. Zira Batı bloğu Türkiye’nin Komünist bloğun önünde bir ön karakol olmasını istiyordu. Türkiye 1952 yılında NATO’ya üye olarak kabul edildi. Bu tarihten sonra Türkiye kendini güvende hissettiği için iç gelişmelere ve demokrasi kültürünü geliştirmeye önem verdi. Dış politikada ise pasif bir dönem başladı. Daha çok Sovyetler birliğine karşı Batı bloğunun geliştirdiği siyaset, aynı zamanda Türkiye’nin de takip ettiği siyaseti oldu. Türkiye en yakın komşuları ile bile politikalarını bu eksende yürüttü. Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’daki gelişmelere bu pencereden baktı. ABD’nin talebi ile Bağdat Paktını kurarken, bunun Arapları böleceğini düşünmedi bile. Tunus ve Cezayir’deki bağımsızlık hareketlerine manevi destek vermesine rağmen; siyasette batılı devletler ile iş birliğini tercih etti. Aslında bu gelişme Lozan’a da aykırı kabul edilebilirdi. Lozan’da Türkiye’nin eski toprakları ile ilişkisinin kesilme zorunluluğu bu sefer NATO konsepti içinde Sovyetler Bloğuna karşı bu bölgeleri zorunlu savunma refleksine dönüştürüldü. Bu yeni siyaset, Türkiye’de güçlü bir ordunun kurulmasına, ülke içinde istikrarın korunmasına ve kısmen de refah düzeyinin artmasına yardımcı oldu. Fakat demokrasinin gelişmesine ve bağımsız dış politika yapmasına da engel oldu. Bu siyasetin olumsuz yanı daha 1960lı yıllarda kendini iki şekilde gösterdi. NATO’dan alınan destekle güçlenen ordu sivil yönetime karşı devrim yaparak demokrasinin gelişmesine engel oldu. Diğer taraftan ABD ve NATO Türkiye’nin dış politikadaki problemlerine yardımcı olmadı. Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan Kıbrıs sorununda Türkiye yalnız kaldı. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki güvenliği için çok önemli olan bu meselenin çözümüne Amerika ilgi göstermedi. Hatta iki devlet reisi (Türkiye ve Amerika) arasında teati edilen mektuplarda Türkiye açıkça tehdit edildi. Bu dönemde yaşananlar Türkiye’nin dış politikasını yeniden gözden geçirmesine vesile oldu. Türkiye nerede hata yaptığını araştırmaya başladı. Batıya ne kadar güvenmesi gerektiğini sorgulamaya başladı. NATO üyesi olduktan sonra uzak kaldığı Arap Dünyası ile yeniden ilişkiler kurma ihtiyacı duydu. Karşılıklı resmi ziyaretler arttırıldı. Mümkün olan ülkeler ile hemen siyasi ilişkiler kuruldu. Türkiye 1967 Arap-İsrail
RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1