LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

116 TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN VE LOZAN’IN 100. YILINA ARMAĞAN yerleşmiş Rum-Ortodoks dininden Türk uyrukları ile, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının, 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak zorunlu mübadelesi gerçekleştirilecekti. Mübadeleye tabi olanlar Türk Hükümeti’nin izni olmadıkça Türkiye’ye ve Yunan hükümetinin izni olmadıkça, Yunanistan’a dönerek, oraya yerleşemeyecekti. Mübadele, İstanbul’da oturan Ortodoksları ve Batı Trakya’da oturan Müslümanları kapsamayacaktı. İstanbul Belediye sınırları içinde 30 Ekim 1918 gününden önce yerleşmiş bulunan Rumlar İstanbul’da oturan Rum sayılacak ve 1913 Bükreş Anlaşması’nın belirlediği sınırların doğusundaki bölgeye yerleşmiş Müslümanlar Batı Trakya’daki Müslümanlar sayılacaklardı.20 Mübadele uygulamasında, her iki halkın mülkiyet haklarına ve alacaklarına hiç bir zarar verilmeyecek, mübadele edilecek halklara mensup bir kimsenin hangi nedenle olursa olsun gidişine hiç bir engel çıkarılmayacaktı. Zanlı ya da suçu kesinleşmiş kişiler, kovuşturma yapan ülkenin makamlarınca göçmenin gideceği ülkenin makamlarına teslim edileceklerdi. Göçmenler, bırakıp gidecekleri ülkenin uyrukluğunu yitirecekler, vardıkları ülkenin topraklarına ayak bastıkları anda, bu ülkenin uyrukluğunu edinmiş sayılacaklardı. Göçmenler, her çeşit taşınır mallarını yanlarında götürme ya da bunları taşıttırmakta serbest olacaklardı ve bu mallardan giriş-çıkış vergisi alınmayacaktı. Aynı zamanda, cami, tekke, medrese, kilise manastır, okul, hastane, dernek, birlik gibi tüzel kişiler ve başka kurumlar personellerini de kapsamak üzere, kendi topluluklarının taşınır mallarını serbestçe götürmeye, taşıttırmaya hak kazanmışlardı. Her iki ülke, karma komisyonun önerisi üzerine, taşıma işlerinde en geniş kolaylıkları sağlayacaktı. Taşınır malların tümünü ya da bir bölümünü yanlarında götüremeyecek olan göçmenler, bunları oldukları yerde bırakacak, bu durumda yerel makamlar, bu malların dökümünü ve değerini ilgili göçmenin gözleri önünde saptayacaktı. Göçmenin bırakacağı taşınır malların dökümünü ve değerini gösteren tutanaklar dört nüsha olarak düzenlenecek, bunlardan biri yerel makamlarca saklanacak, ikincisi karma komisyona sunulacak, üçüncüsü gidilecek ülkenin hükümetine, dördüncüsü de göçmenin kendisine verilecekti. 20 Mehmet Gönlübol, Atatürk ve Türkiye’nin Dış Politikası, Ankara 1997, s. 59.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1