LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

161 LOZAN ANTLAŞMASI BAĞLAMINDA TÜRK DIŞ POLİTİKASI VE GÜVENLİK POLİTİKASI Türkiye ile Sovyetler Birliği (dolayısıyla Ermenistan) arasındaki sınırlar önce 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması sonra da 13 Ekim 1921 tarihli Kars Antlaşması’yla saptanmıştır. Lozan Antlaşmasında Ermenilerden ve Ermenistan’dan bahis yoktur; ancak bazı maddeleri dolaylı olarak Ermenileri ilgilendirmektedir. Bunların başında Türkiye’de kalan Ermenilerin Lozan Antlaşmasının azınlıklarla ilgili maddelerinden yararlanması gelmektedir. Antlaşmanın eki olan, “Genel affa İlişkin Bildiri ve Protokol”e göre ise 20 Kasım 1922’den önce siyasi ve askeri nedenlerle tutuklananlar, kovuşturulanlar ve hükümlüler genel aftan yararlanacaklar.36 1929/30’lu yıllarda ortaya çıkan ilk küresel ekonomik bunalım ve bunun uluslararası siyasi sonucu olarak Almanya’da Hitlerin iktidara gelmesi ile gelişen olaylar, genç Türkiye’yi güvenlik konusunda yeni tedbirler almaya itti. Milli Güvenlik Kurulu’nun başlangıcı sayılacak “Yüksek Müdafaa Meclisi” (YMM) herhangi bir seferberlik zamanında bakanların görev ve yetki alanlarının tespit edilmesi için kurulmuştur. 1936’da İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi üzerine Türkiye 10 Nisan 1936’da ilgili taraflara verdiği nota ile “Avrupa’daki buhranların 1923 Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazların güvenliği için verilmiş kolektif garantiyi artık işlemez hale getirdiğini belirterek, kendi güvenliği, savunması ve egemenlik haklarının korunması bakımından bu statünün değiştirilerek, Boğazların askerileştirilmesini” istedi. Dünyanın savaşa gittiği ve sorunların kuvvet ve tehdit yolu ile çözüldüğü bir dönemde Türkiye’nin bu barışçı ve diplomasi atağı Avrupa’da sempati ile karşılandı ve İngiltere’nin önderliğinde yapılan diplomatik girişimler sonunda 22 Haziran 1936’da İsviçre’nin Montrö (Montreux) kentinde toplanan taraflar 20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesini imzalandı. Sözleşme, Türkiye, İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Japonya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavya tarafından imzalanmış, 1938’de İtalya’da sözleşmeyi onaylamıştır. Türkiye uluslararası diplomasiyi kullanarak ulusal bir sorununu çözmüş, jeopolitik ve stratejik bütünlüğünü sağlamış, konumu 36 Haluk Selvi, “Geçmişten Günümüze Ermeni Sorunu ve Avrupa”, Sakarya Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi, 2006, s. 50.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1