LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 100. YILINA ARMAĞAN

148 TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN VE LOZAN’IN 100. YILINA ARMAĞAN Uzun yapısal geçiş döneminin ikinci evresi 624 yıllık bir devlet sisteminin her yönüyle yeni bir düzene dönüşüm gayretlerini kapsamaktadır. XX. yüzyıl Türk Dış Politikası açısından köklü değişimlerin yer aldığı bir ana dönemdir. Ancak söz konusu değişimler -kapsam ve boyutları neler olursa olsun- yüzyıl boyunca aynı doğrultularda yer almamışlardır; aksine, gayet dalgalı birer seyir izlemişlerdir. Türkiye, I. Dünya Savaşı sonrası aldığı yenilgiden sonraki Sevr Antlaşması ile topraklarının askeri işgaline karşı çıkmıştır. Mustafa Kemal liderliğindeki Kurtuluş Savaşı, 9 Eylül 1922’de İzmir’de Yunan Ordusunun teslim olması ile neticelenmiştir. Nitekim Ekim 1922’de Mudanya’da imzalanan anlaşma ile Lozan’a giden yol bu şekilde açılmıştır.19 Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasından sonra Misak-ı Millî sınırları içinde yeni Türk Devleti’nin “ istiklâl-i tamme” hedefini gerçekleştirmek üzere Batılı devletlerle temasa geldiği ilk uluslararası diplomatik platform Lozan Konferansı olmuştur. 20 Kasım 1922’de İsmet Paşa başkanlığında Lozan’a giden Türk heyetinin başlıca amacı, Türkiye’nin eşitliğini ve egemenliğini karşılarındaki devletlere tanıtmak ve kabul ettirmek olmuştur. İki aşamada gerçekleşen Lozan görüşmeleri diplomatik olarak çok zorlu geçmiş, Batılı devletler kapitülasyonlar, Osmanlı borçları, sınırlar meselesi ve Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkı gibi başlıca imtiyazlar konusunda uzlaşmaz davranmışlardır. Bununla birlikte kimi sorunlar ikili müzakereler yoluyla ya da esasları belirlenen diplomatik çözüm yollarına bırakılarak, taraflarca uzlaşılan pek çok meseleden hareketle 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye’nin “hâkimiyet-i milliyeye müstenit, bilâkaydüşart müstakil yeni bir Türk devleti olduğu” tescil edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele bir bütündür. Aynı savaşın iki evresidir. Emperyalizme karşı direnen, ilk aşamada yenik düşen ama yılmadan kavgasını sürdüren bir ulusun, Cumhuriyet Türkiye’si ile sonuçlanan bir başkaldırısıdır. Hatta Türk ulus devletinin kuruluşu açısından bakıldığında Milli Mücadele’nin, 1912-1923 tarihsel kesiti içinde değerlendirilmesi gerekir. Büyük iniş ve çıkışlarla geçirilen bu dönem so19 Mehmet Gönlübol, Cem Sar, Olaylarla Türk Dış Politikası Cilt 1 (1919-1973), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, No:407, 1977, s.51.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1